7 Mart 2009 Cumartesi

Nefi DEMİRCİ

1934 Kerkük’ün Çay mahallesinde doğdu. 1959 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu. 1967-1996 yılları arasında SSK İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Tıp eğitimcisi olarak görev aldı. Türkmen kültürü ve davasını Türkiye ve Türk dünyasına tanıtmakta büyük çaba harcayan Demirci, 1968’de, İstanbul’da, Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin başkanlığına seçildi. 1976 yılında “Mum Kimin Yanan Kerkük”, 1990’da “Dünden Bu Güne Kerkük” adlı kitapları yayınlandı. Halen merkezi İstanbul’da bulunan Türkmeneli İnsan Hakları Derneği’nin Kurucu Genel Başkanı’dır.

TELAFER FELLUCE VE İSLAM

Dinler, insanlar arasında iyiliği, paylaşmayı, kardeşliği, dayanışmayı, yardımı güzel ahlakı, Allah'a karşı sorumluluk duygusu içerisinde yapılmasını öğütler, telkin eder, irşat eder.Öldürmek, cana kıymak, can almak hiçbir semavi dinde olmadığı gibi, semavi olmayan inançlarda da yoktur, yasaklanmıştır.
İslam dini haksızın karşısında, haklının yanında olmuştur. Kuran-ı Kerim‘in ayetleri, nebevi hadisler doğruyu, yararlı olanı göstermiş yapılmasını adete ibadet saymış, cana kıymamayı, hak yememeyi, zulüm yapmamayı öğütlemiştir. Hükümdarlara bu yolda olmalarını, yürümelerini, hüküm etmelerini buyurmuş, Havra, Kilise, Cami ve diğer mabetler inançlar doğrultusunda ibadet yeri olması gerekirken hiçbir dinde, hiçbir insanlık anlayışında olmayan can alma, infaz etme haline geldiği görülmektedir.
İslam bu gibi yerlerini, dinler ve inançlar arasında fark gözetmeksizin ibadet yeri olarak kabul etmiştir, dinimizin yükselişi, laik olduğu yere gelmesi, mabetlerin eşitliği, nerede mağdur varsa ona yardımı, İslam ülkelerini her şeyden korumayı Osmanlı İmparatorluğu VE HÜKÜMDARLARI OLAN TÜRKLER şanla şerefle tarihleri süresince ayırım yapmadan, her dine ve mağdur ise halkına saygılı olmuş, Kilise, Havra veya başka ibadet yerlerini yakmamış, yıkmamış, cinayet hiç işlememiş, hain papazı dahi Kilise içinde değil dışında hak ettiği cezayı vermiş, Türk'ün şanına, İslam inancına laik olmayı başarmıştır. Nerede mazlum varsa sahip çıkmış, zalimlerin karşısında olmuş, İslam ülkelerini, emirliklerini, devleti varsa devletini, dinini korumuş, ortaya koyduğu adaletli yönetim ile Türkler 700 yıl şanlı Ay Yıldızlı Bayrağını inancı doğrultusunda Mekke'yi, Medine'yi korumuş, diğer dinlere ait olanlara saygılı olmuş, dinler arasında birliği, eşitliği sağlamaya çalışmıştır.
ABD veya başka dinlere mensup olan insanlara yaptıklarını gören ecdadımız “size hiç mi Allah'ın var olduğunu, ibadet yerlerinde cinayetin işlenmediğini söylemediler mi, öğretmediler mi?” der gibiyim.
Tefaler, Felluce veya Filistin, bunlar İslam ülkelerinde yaşayan Müslümanlar, Yüz Binlercesi (Arap, Türk) öldürülüyor, insanlık tarihinde örneğine az rastlanan Allah ‘ın evinde, cami içinde insan öldürülüyor. Haksız yere atılan tonlarca bombalar altında çocukların, kadınların, yaşlıların cesetler aç köpekler tarafından Tefaler ve Felluce ‘de İslam aleminin gözü önünde cereyan ediyor, İslam alemi, İslam devletleri, Kralları, Emir-ul Mümininim diyenlerin önünde camiler yıkılıyor, yanıyor. İslam dünyası suskun, bazı yöneticileri dolarlarla ıslanıp hastalanıp görevlerinden uzaklaştırılmamak için ABD'nin şemsiyesi altına sığınmış emir bekliyorlar. Yine de ecdadına laik olmaya çalışan tek ses Türkiye'den.
Mısır'da Irak konusu başta olmak üzere İslam ülkelerinin yetkili ve etkili simaları toplandı, ABD'nin nefesi tabii olarak orada idi. Yetkililer etkili kararlar aldılar. Irak'ın genelinde insanlık suçu işleniyor, ABD ve yandaşı İngiltere yanlarında kurdukları Irak Ulusal Güvenlik Kuvvetlerini de (bu kuvvetlerin içinde etkili tam silahlı Kürt milisleri var) alarak, yetiştirmeleri olan ALLAVİ VE EL-GAZİ denen sözde Irak'ı yönetenlerinin de onayını alarak dünya kamuoyunu, BM'leri dinlemeyerek bu suçları işliyor ve toprağı, ülkesi için şehit olanların toplantısı yapılıyor.
Beklenirdi, İslam ülkeleri, özelliklede Araf devletlerinden en az şehit olanların ruhları için birer FATİHA okusunlar, protesto etmelerini, sözde bağımsız olan bu Arap devletlerinin başkanlarından beklenemezdi, aynı zamanda dikkat edilirse hemen hemen hiçbir Arap ülkesinin halkı içindende tepki gelmiyor. Mağdur milletler, Telafer, Felluce, Musul, Beci yarın Bakuba, Kerkük ve Filistinliler yalnız, Türkiye İslam ülkeleri arasında yalnız.
Atalarımızdan geçen Türk olmanın gururu, asalet ve büyüklüğü iman ve inancımız bu şuurlu millete kimliğine bağlılık sayesinde bu günlere kadar gelen, ebediyete kadarda devam eden korunan inançlarımızın Türk olmanın yüceliği içerisinde bizlere verdiği bu bilinçli, duyarlı kararlı ruh ile yüce milletim, yüce Devletim cılızda olsa çevresine, dindaşlarına sahip çıkma büyüklüğünü gösterdi. Tefaler'e, Felluce'ye geçte olsa bende varım diyebildi.
Allah Atalarımızdan bizlere intikal eden, geçen bu bilinçli sorumluluğu, bağlılığı yüceltsin, artırsın, devamlı kılsın, kılsın ki biz bu ümmete, ırkdaşlarımıza, kandaşlarımıza dün olduğu gibi yine sahiplenelim.
Yüce Tanrım bu şuuru, sorumluluğu dindaşlarımıza da nasip eyle

e-mail: info@turkislambirligi.org