7 Mart 2009 Cumartesi

Mehmet KORKMAZ



1949, Kütahya’da doğdu. 18. ve 20. Dönem DYP Kütahya Milletvekili yapmıştır. TBMM’de çeşitli komisyon üyelikleri yaptı. Doğruyol Gazetesi’ni çıkardı. “TBMM’de Üç Yıl” adlı eserin sahibidir.





TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ'NİN ÖNEMİ




21. asrın başlarından itibaren küreselleşen ülkeler, ekonomileri ve halkları arasındaki münasebetleri bütün boyutlarıyla yeniden şekillenmektedir. Ekonomiden teknolojiye, kültürden siyasete, farklı toplumlar arasındaki münasebetler katlanarak artmaktadır.
Bilgi çağı olarak adlandırılan 21. yüzyıla, küresel ekonomi, evrensel hukuk ve küresel sorunlara küresel çözümler arama bilinci ile girilmiştir.
Ekonomik etkinliği artırma arayışlarında, piyasa mekanizmasına başvurulması, ulusal pazarların serbest rekabete açılması ve devletin ekonomik ve ticari faaliyetlerden tümüyle çekilmesi, elektronik iş ortamının dünya ticaretinde giderek önemli bir paya sahip olması gibi gelişmelerin küresel boyutta yaygınlaşması sonucunda, küresel bütünleşme sürecide hızlanmıştır.
Son zamanlarda haberleşme ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen devrim niteliğindeki gelişmeler, zaman ve mekana meydan okuyarak ülkeler arasındaki sınırları da adeta harita üzerinde bir çizgiden ibaret hale gelmiştir.
Türk ve İslam alemi bu küreselleşmeyi altın bir fırsat olarak görmelidir.
Bu itibarla, Müslüman ve Türk Devletleri arasında bir istişare kurulu oluşturularak kurulacak olan Türk-İslam Birliği, Avrupa ve Müslüman ülkeler arasındaki ilişkileri geliştirerek, ülkeler arası ekonomileri için gerekli yapısal ve uyum tedbirlerini alırken, diğer yandan uluslararası ekonomik ve mali sistemin ıslahı için çalışmalara aktif bir şekilde katılmalıdırlar.
İnsanlık dünyada barış, istikrar ve işbirliğinin hakim kılınması için ortak değer ve amaçlar etrafında bir araya gelmeye çalışırken, terörizm, etnik milliyetçilik, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, hoşgörüsüzlük gibi tehlikeler ve risklerde ne yazık ki hüküm sürmeye devam etmektedir.
Daha iyi ve adil bir dünya düzeninin önündeki bu engellerin ancak ortaklaşa dayanışma içerisinde aşılması mümkündür. Karşı karşıya olduğumuz bu risk ve tehditlere karşı mücadelede uyum içinde hareket edilebilmesi içinde, Müslüman ve Türk Devletleri arasında birlikteliğe ihtiyaç vardır.

Türk-İslam Birliğinin en büyük arzusu, Ortadoğu'da farklı dinlerden, dillerden, ırklardan, milletlerden gelen insanların barış içinde bir arada yaşamalarını mümkün kılacak bir ortamın oluşumuna katkıda bulunabilmektir . Tarih yeniden yaşanmaz, ancak ortak geleceğimizi birlikte inşa etmek bizim elimizdedir.
Uluslar arası ilişkilerde her alanda yerleşik kural ve kurumların sorgulandığı, yeni arayışların hız kazandığı bu dönüm noktasında, bizler İslam camiası olarak dünya ile birlikte soluk alıp vermek bu arayışların içinde yer almak ve bulunacak çözümlerin parçası olmak durumundayız.
Bu birikime rağmen, Müslüman ve Türk Devletleri arasındaki ekonomik ve ticari işbirliği beklentilerimizin oldukça uzağında bulunmaktadır.
Bu durum karşısında, Türk-İslam Birliği üyeleri arasındaki işbirliği çabaları günümüz şartlarına uygun hale getirilmeli, daha etkin işbirliği ve koordinasyonun sağlanmasına yönelik yeni çalışmalar yapılmalıdır.
Uluslararası ilişkilerin önünde, içinde bulunduğumuz yeni çağın koşulları, ortak tarihi, manevi ve kültürel mirası paylaşan ve kardeşlik bağlarıyla birbirlerine bağlı olan ülkelerimiz arsında daha sıkı bir ekonomik işbirliğini gerektirmektedir.
Türkiye, bölgesel işbirliğinin, uluslararası barış, istikrar ve refahın anahtarıdır. Karşı karşıya olduğumuz bir çok soruna rağmen, gelecek umut ve fırsat vaat etmektedir. Kardeş halklarımızın geleceğe ilişkin umutlarını gerçeğe dönüştürme yönünde ortak gayret sarf ederek, önümüzdeki fırsatları akılcı bir şekilde değerlendirmemiz açısından TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ'Nİ çok önemsiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder