13 Mart 2009 Cuma

Baki TUĞ

1937 yılında Şiran’da doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi, aynı fakültede master yaptı. Kıbrıs Barış Kuvvetleri Askeri Mahkemesi Baş Hakimliği görevinde bulundu. TSK’dan Hakim Albay rütbesi ile emekli oldu. 1991 seçimlerinde Ankara Keçiören bölgesinden DYP milletvekili seçildi.

TÜRK İSLAM BİRLİĞİ DÜŞÜNCESİ


Konuya Türk-İslam Birliğine neden ihtiyaç vardır? Sorusu ile girmek istiyorum. Gelişen dünya, değişen şartlar karşısında böyle bir birliğe ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ancak tarihimiz, coğrafyamız, jeostratejik ve jeopolitik durumumuz dikkate alınmak suretiyle değerlendirilmesi yapılmalıdır.

Yakın tarihimize bakılmalı, Bosna-Hersek katliamları değerlendirilmeli, kılı kıpırdamayan İslam aleminin değerlendirilmesi bu hale göre yapılmalıdır. Elbetteki Kurtuluş Savaşı öncesi başlayan savaş sonrası devam eden soğuk rüzgarların ortadan kaldırılması için, yakın ilişki ve münasebetlere ihtiyaç vardır. Bu soğukluğu gidermeye Türk-İslam Birliği düşüncesi vasıta olabilir.

Türk-İslam aleminin oturduğu coğrafyadaki halkların sömürülmesini önlemek için, asgari seviyeye düşürülmesini sağlamak hatta ortadan kaldırılmasında bütün bir birliğin aracı olabileceğini değerlendiriyorum. Bu davranışı da bir insani görev kabul ediyorum.
Emperyalizme ve sömürüye karşı olmayı milli bir görev kabul ediyorum. Geçmişi hatırlamak, günü yaşamak, geleceğe hazır olmak için bütünlük, beraberlik oluşturulabilir. Kuzeyle güney arasındaki farklılıkların ortadan kaldırılması güneyin zenginliklerinin yok pahasına kuzeye taşınmasını önlemenin bir yolunun da bu birlik olacağını düşünüyorum.

Geçmişi ile zengin bir kültür ve medeniyete sahip olan bu konularda Avrupa'yı tetikleyen, Avrupa'nın bugünkü haline gelmesine katkısı olan Türk-İslam alemi elbetteki oturup bugünkü perişan halini tartışmalıdır. Bugün insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasi çığırtkanlığı ile katliam yapan, zulüm ve işkenceyi demokrasinin gereği sayan sözde medeni aleme, hukukun hakkını, adaletin, ahlak ve faziletin ne olduğunu Türk-İslam alemi geçmişi ile ortaya koymalı.
Bilgi çağını yaşamak ve yaşatmak, iletişim ve bilişim teknolojilerinin değerlerinden karşılıklı olarak yararlanmak, medeni alemin önderliğini yapmak Türk insanının özünde var olan bir değerdir. Bu değerler birlik vasıtasıyla tekrar gündeme taşınabilir. Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu ve Balkanlardaki Türk-İslam aleminin özgür ve bağımsız yaşamları böyle bir birlikle teminat altına alınabilir. Kıbrıs'ta yaşanan rezaletler yaşanmayabilir.

Milletlerarası farklılıkların ortadan kaldırılması, gerçekten insan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokratik kaide ve kuralların gerçeklilik kazanması için Türk-İslam Birliğinin etkin rol oynayacağını düşünüyorum. Ancak çekincem Yemen-Hicaz ve Trablusgarp çöllerinde yaşadıklarımızdır.

Tarih tekerrürdür diyorlar, ibret alınsa idi hiç tekerrür edermiydi.

Duamız tekerrür etmemesi içindir. Saygılarımla.